1 Haziran 2012 Cuma

Flu hayatlar.

Kimsenin aslında ne hissettiği, neler yaşadığı hiç belli değil. Herkesin yaşamında, söyleyişlerinde hep bir netsizlik, samimiyetsizlik var. Ve sen aslında kimin kim olduğunu anlayamıyorsun bile.
Onlar ne isterlerse onu görebiliyorsun, ne eksik ne fazla.
Herkesin cümle sonlarında bir başka anlam yüklü ya bir serzeniş ya bir özlem aslında söylemlerin temelinde yatan.
Kimsenin tam olarak kim olduğu belli bile değil, aslında çok normal zira insan kendinin bile ne olduğuna, ne istediğine tam anlamıyla inanamamışken başkalarından net olmalarını nasıl bekleyebiliriz.
Benim isteklerim farklı yaşadıklarım farklı. Dışarıdan bakanlar aslında yaşadıklarımın istediklerimden ibaret olduklarını bilirler, düşünürler kendilerince.
Bizler ne zaman ki net olmaya karar verip bu şekilde davranırız işte ozaman hayatlarımızda netleşicek gibi. Duygular daha samimi, nefretler daha öfke dolu. Yani tüm duygular olması gerektiği gibi.
Olduğundan daha iyi görünmeye çalışıyor insan tüm düş kırıklıklarına rağmen. Pes etti sanmasınlar, güçsüz görmesinler diye. Oysa ki daha çok yıpranıyor daha çok kırılıyor.
Kırgınlıklarım var diyebilmeli, yorgunluklarım, düş kırıklıklarım var diyebilmeli insan.
Ama düşünüyorum da karşında ki senin zayıf olmanı, aciz duruma düşmeni beklerken nasıl net olabilir ki duyguların.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder