13 Ağustos 2012 Pazartesi

Ankara Güncesi

Ankara'ya bu kaçıncı gitmem bilmiyorum ama nedenini bilmediğim bir şekilde hiç dışarı çıkıp gönlümce dolaştığımı hatırlamıyorum ne hikmetse :)
Sanırım yaşıtım yoktu ozamanlar ve tek başıma da çıkmadığım için görmek istediğim yerlere gidemedim hiç. Şimdi ne değişti derseniz kuzenim artık büyüdü üniversite çağına geldi, bende bu sefer artık yeter dedim zaten aylar öncesinden planları kurmuştuk :)

Benim için Ankara bir yana ondan daha önemlisi Anıtkabir vardı hep aklımda. Hep oraya gitmek istemişimdir de bi kısmet olmamıştı. Bu sefer tüm sıcaklıkları bir kenara bıraktım ve kalktım gittim Anıtkabir'e.




O kadar aylak aylak dolaşmama rağmen yine yetmedi çok hızlı geçti zaman sanki. Oraya gidip bir günümü sadece orada geçirebilirim. Atatürk'e dair herşey vardı, su içtiği bardaklar,kahve içtiği fincanlar,kalemleri,el yazısı,kıyafetleri tamamen O vardı orada. Onları gördükçe sanki ozamanlar da yaşıyormuşum gibi hissettim ve özlemim daha da büyüdü. Hiç birinin fotoğrafını çekemedim çünkü yasaktı :(
Hele bir bal mumundan yapılmış heykeli vardı ki karşıdan gördüğüm an dedim orda :) Tamamen canlı gibiydi sanki karşımda duruyordu Atatürk. Elimi uzattım hadi gel gidelim dedim ama gelmedi :(
Diğer taraflara doğru ilerledikçe savaş günlerinin canlandırılmış halleri vardı,vurulmuş askerler,tüfekler,mermiler öyle bir sistemle yapmışlarki odun gerçekten yanıyormuş hissi veriyor. Orayı o düzene getirenleri tebrik ediyorum gerçekten mükemmel bir çalışma olmuş.

Her bir adımım da tüylerim diken diken oldu (sıcaktandaolabilir:)
Artık Ankara'ya her gidişim de 1 günümü oraya ayırmak istiyorum, aslında sonbaharda gitmek daha güzel olur sanki güneşin altında yanmazsın :)

Anıtkabir'den çıkıp aşağıya yürüdük ve ordan metroya bindik aramızda kalsın İstanbul'un metrosunu tercih ederim :) Sonra Kızılay'da inip biraz dolaşıp yemek yedik. Yemek yediğimiz yerin adını unuttum ama güzel bir yerdi :(

Yemek yedikten sonra Kuğulu parka çıktık orada da biraz fotoğraf çektik ve bir tanıdığımızın Tunalı'da dükkanı vardı onu ziyarete gittik sonra akşam onu da alıp geze geze tekrar Kızılay'a gelip oradan otobüse bindik.
Yolda geçerken bir sokak gördüm hep kitapcılar varmış ve fiyatlarıda çok uygunmuş ama maalesef oraya uğrayamadım artık bir daha ki sefere diyorum :)

Son günümüzde de Altın Park'a gittik bol bol fotoğraf çektirdik sonra birden aklımıza esti ve Estergon Kalesine gittik. Biz kendimize güvenen kuzenlerim Altınpark'tan kaleye kadar yürüdük, artık en son merdivenlere bayılazaammmm diye dırdır ediyordum :) Eve geldiğimizde saat gece 03.00tü kendimi nasıl yatağa attığımı bilmiyorum :)

Bazı olumsuzluklar hariç aslında güzeldi tatilimiz bide zaman kısıtlı olmasaydı hergün bir yerdeydik, yerleşik hayata geçemedik bir türlü :) Şimdi de Ankara'dan ufak detaylara geçiyorum :))


Aslanlı yol :)

Yürüyemediğim aslanlı yol, ayağım sürekli aralara giriyordu :)



  Atatürk'ün mezarında bizim gittiğimizde orada olan çelenk, daha sonra değiştirildi ama biz onu göremedik kapalıyken değiştirildi.





Her tarafı dolaştıktan sonra veda fotoğrafı :)





Bayaa gecikmeli bir post oldu ama anca sıra geldi buna :)

Sevgiler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder